Karaciğer Kanserinde Beslenme, Karaciğer kanseri olaran hastaların diğer tüm kanserli hastalar gibi yediklerine ve içtiklerine dikkat etmeleri gerekmektedir. Kanser ile beslenme biribiriyle yakından ilgilidir. Kanser hastalarında ani kilo kaybı görülmektedir ve bu hastaların günlük enerji alım miktarları ile aldıkları protein miktarları normalin altına düşmektedir ve yaşanan vücut ağırlığındaki kayıp yağ, su, vücut kütlesi ile azot ve potasyumu yansıtmaktadır.
İlk olarak, burada unutulmaması gereken şey sağlıklı beslenmenin aslında yeterli ve dengeli beslenme olduğudur. Henüz hastalanmadan beslenmemizi bir düzene koyarsak hastalığa yakalanma riskini de büyük oranda azaltmış oluruz. Vücudumuz hücrelerden oluşmaktadır ve bu hücrelerin düzenli ve dengeli çalışması için yağlar, karbonhidratlar, proteinler, vitaminler ve mineraller gibi besin öğelerinden yeterli miktarda alması gerekmektedir. Dengeli beslenme ile bir yandan vitaminler, mineraller ve lifler gibi önemli besin maddelerini alırken, diğer yandan da sağlığımızı korumuş olamaktayız.
Kısaca kanser, hücrelerimizde bulunan DNA'ların hasar görmesi ve bunun sonucunda da hücreleri kontrolden çıkarak, normalin dışında büyüyüp çoğalmasıdır. Karaciğer kanseri ise; kişinin karaciğerindeki hücrelerin normalin dışında büyüyerek çoğalmasıdır. Kanserli hastaların yaklaşık yarısında tat alma duyusu değişmektedir ve bu hastaların yaklaşık %40'ı herhangi bir besin maddesinden nefret etmektedir.
Bu konuda araştırma yapılmış ve araştırmanın sonunda kanserli hastaların et, balık, tavuk gibi protein değeri yüksek yiyecekleri sevmedikleri, bunun yerine ise yumurta ve peynir yemeyi tercih ettikleri ortaya çıkmıştır. Bunun yanı sıra, kanser hastalarının tatlı gibi kalori miktarı yüksek olan gıdaları da sevdikleri görülmüştür.
Hastalarda kemoterapi sırasında veya diğer tedavi yöntemleri sırasında, genellikle kansızlık oluşmaktadır ve balık ve tavuk ne kadar faydalı olsa da kırmızı etten demir alınmaz ise ve vücut demiri kullanmaz ise kansızlık oluşmaya devam edecektir. Hastanın, vücudunu güçlendirmesi için proteine ve vücudun kan değerlerinin yükselebilmesi için demire ihtiyaç duyulmaktadır. Demiri ise sadece kırmızı et yiyerek alabilmekteyiz. Eğer hasta et yemek istemiyor ise o zaman hastayı alternatif protein tüketimine yöneltmeli ve sağlıklı pişirilmiş balık veya tavuk yemesini sağlamalıyız. Yapılan birçok araştırmanın sonuçlarına göre, sadece karbonhidrattan gelen enerji ya da sadece aminoasitler, tümörün büyümesinde etkili olmamaktadır. Kanser hastalarının sucuk, sosis, salam gibi içeriğinde nitrat, nitrit gibi maddelerin bulunduğu yiyeceklerden uzak durmaları gerekmektedir.
Tedavide Kullanılan Vitamin ve Mineraller
- A Vitamini: Avitamini genellikle, çeşitli kanser türlerinin önlenmesi ve tedavi edilmesi amacıyla kullanılan ve diyetlerde kullanılması önerilen bir vitamindir.
- C Vitamini: Genellikle, kanser hastalarının kemik ağrılarını dindirmek amacıyla kullanılmaktadır ve başarı sağlamaktadır.
- Folik Asit: Tümör oluşan dokuda normalden fazla büyüme olmaktadır ve folik asit kullanımının bu büyümeyi geçiktirebileceği düşünülmektedir.
- B12 vitamini: Tümör üzerinde folat yetersizliğinin yaptığı etkiye benzer etkisi vardır ve B12 vitamini yetersizliği vitamin analogları kullanılarak oluşturulmuş ve antineoplastik sonuç vermiştir.
- Tiamin: Bütün kanser hastalarına tiamin yetersizliği olmaktadır ve bu durum sitotosik ilaçlarla daha da artmaktadır. Bazı ilaç türlerinin yanında tiamin verilmesi hastanın tedaviye daha çabuk cevap verebilmesini sağlamaktadır. Böylece hastalar kendilerini daha iyi hissetmektedirler.
- Mineraller: Vitamin tartışmaları gibi minerallerin de kanser tedavisinde kullanılıp kullanılmaması konusundaki tartışmalar devam etmektedir. Bazı mineraller tümör gelişimini yavaşlatmakta ve olumlu etki yapmaktayken çinko gibi bazı mineraller ise tümörün büyümesini hızlandırmaktadır.
