Risk faktörleri tam olarak bilinmemekle birlikte toplumda risk altında bulunan kişiler mevcuttur. Hepatit B ve hepatit C virüsü ile sarılık hastalığı geçirip virüs taşıyıcısı olan kişilerde karaciğer kanseri riski artmaktadır. Bu virüsler kan yolu ile ve cinsel yolla insandan insana bulaşabilmektedir. Karaciğer kanseri, bu virüs enfeksiyonları görüldükten sonra ortaya çıkabilmektedir. Hepatit virüsleriyle yakınmanız olmadan da hastalık geçirilebilir ve sadece kan testleri ile hastalığın geçirildiği anlaşılabilmektedir. Siroz hastalarının %5'inde de karaciğer kanserine yakalanma riski yüksektir. Bunun dışında mısır, yer fıstığı ve diğer tahıllarda yaşayan aspergillus adı verilen mantarların ürettiği aflatoksin ismi verilen zehirler de karaciğer kanserine sebep olabilmektedir. Erkeklerde 60 yaşın üzerindekilerde ve ailesinde karaciğer kanseri olanlarda da riskte artık görülmektedir.

Bu kanserler genellikle karında şişlik, karnın sağ üst kısmında sırta vuran ağrı, kilo kaybı, iştahsızlık, ciltte sararma ve ateş, idrar renginde koyulaşma gibi sarılık bulguları ile ortaya çıkmaktadır. Bu bulgu ve yakınmaların hiç birisi karaciğer kanserine özgün değildir. Bu sebeple benzer yakınmaları olan kişilerin hemen mutlaka doktora başvurmaları gerekmektedir.

Hepatit ve siroz taşıyıcısı olan hastalarda takip sırasında tanı koyulabilmektedir. Tanı koyulabilmesi için ilk adım doktor muayenesidir. Muayenede karın içerisindeki karaciğer, dalak gibi organlardaki büyümeler, asit ismi verilen sıvı toplanması, cilt ve gözlerdeki sararma tespit edilmektedir. Yapılan kan testlerinde alfa fetoprotein olarak isimlendirilen maddenin yüksek olması karaciğer kanseri tanısını desteklemektedir. Karın ultrasonografisi, bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans görüntüleme karaciğerin görüntülenmesi ile tanı koyulmasına yardımcı olmaktadır. Kesin tanı koyulabilmesi için görüntüleme yöntemleri eşliğinde karaciğerden ince bir iğne ile biyopsi alınması ve patolojik olarak incelenmesi mutlak suretle gerekmektedir. Kişiye yapılan biyopsi sonucunda karaciğer kanseri tanısı koyulursa hastalığın vücuttaki yaygınlığını anlamak ve uygulanacak tedavi yöntemine karar vermek için evreleme yapılmalıdır. Evreleme bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans görüntüleme yardımı ile yapılabildiği gibi bazen de genel anestezi altında laparoskopi ismi verilen girişim ile de yapılabilmektedir.

Karaciğer kanserinin tedavisi cerrahidir. Sadece karaciğerde sınırlı olan kanserlerde, hastanın genel durumu ameliyat için uygun ise hastalıklı karaciğer dokusu çıkartılarak cerrahi tedavi uygulanmaktadır. Bu cerrahi girişime hepatektomi adı verilmektedir. Bu girişim esnasında çıkartılacak karaciğer dokusunun miktarını kanserin büyüklüğü, sayısı ve yerleşim yeri belirlemektedir. Bu işlem esnasında geride kalacak karaciğer dokusunun da hastanın hayatını devam ettirebilmesi için yeterli miktarda olması gerekmektedir. Kanser nedeni ile karaciğerin tümüyle çıkartılması gereken durumlarda sağlıklı bir vericiden karaciğer nakli de yapılabilmektedir. Cerrahi tedavi ile veya cerrahi tedavi uygulanamayan bazı hastalarda ısıtma veya dondurma yöntemi kullanılarak da kanserli doku yok edilebilmektedir. Cerrahi tedavi bitiminde veya cerrahi tedavinin uygun olmayacağı hastalarda ilaç tedavisi uygulanabilmektedir.

0 Yorum Yapılmış "Karaciğer Kanseri"
Kayıtlı yorum bulunamadı ilk yorumu siz ekleyin